Geçmişte belki de çok az kişi saat ekranlarındaki LED’lerin geleceğin aydınlatma teknolojisi olacağını öngörebilirdi. Ancak bu oldu ve LED’ler genel aydınlatma maksatlı kullanılmaya başlandı. OLED’ler veya lazer diyotlar LED teknolojisinin yerini alabilir mi? Peki, ışık yayan bitkilere ne dersiniz?
70’li yıllarda General Electric mühendisi Edward E. Hammer tarafından ışığı yaratmak için yenilikçi bir yol geliştirdi. Bu ülkemizde tasarruflu ampul olarak bilinen CFL (Compact Fluorescent Lamp) teknolojisiydi. Kompakt floresan lambalar birkaç yıl içerisinde dünya genelinde yaygın hale geldi. Zaman içerisinde bir takım geliştirmeler yapıldı ve uzun yıllar boyunca evlerde, ofislerde, alışveriş merkezlerinde, okullarda, hastanelerde kullanıldı.
CFL teknolojisi tüm dünyada kabul görmüşken teknoloji meraklılarının aklındaki soru CFL’nin yerini alacak teknolojinin ne olacağıydı. O yıllarda belki de çok az kişi saat ekranlarındaki LED‘lerin geleceğin aydınlatma teknolojisi olacağını öngörebilirdi. Ancak bu oldu ve LED’ler genel aydınlatma maksatlı kullanılmaya başlandı. Daha önce kompakt floresan lambalarla ışıklandırdığımız mekanlar daha verimli LED lambalarla aydınlatılmaya başlandı.
Tarih boyunca yapay ışık yaratmanın pek çok yolu oldu. Her yeni teknoloji kendisinden önceki teknolojiden daha fazla avantaj sundu ve onun yerini aldı. LED’lerin yapay ışık yaratmak için nihai yol olmadığını söylemek yanlış olmaz. Ancak, LED teknolojisinde hala üstesinden gelinmesi gereken pek çok zorluk bulunuyor. Bu da LED’lerde zamanla daha fazla gelişme görüleceği anlamına geliyor.
OLED‘ler veya lazer diyotlar LED teknolojisinin yerini alabilir mi? Peki, ışık yayan bitkilere ne dersiniz?
Ben oyumu lazer diyotlardan yana kullanıyorum. Günümüzde lüks segment araçların bazılarında daha iyi ve daha parlak ışık elde etmek için lazer tabanlı farlar kullanılmaya başlandı. Lazer teknolojisinin yaygın kullanımıyla daha ucuz hale gelmesi ve diğer alanlarda da kullanılmasını bekliyorum. Lazer diyotların geleneksel LED’lere göre bazı avantajlarından bahsetmek gerekirse; daha yüksek teorik maksimum verimlilik değerine sahiptirler, yüzey alan başına daha fazla enerji yayabilirler.
Işık yayan bitkiler ise ikinci seçeneğim olabilir. Genetik mühendislikle geliştirilen ev bitkileri, ağaçlar yüksek miktarda doğal ışık üretmeye başlayabilir. Pencere kenarındaki saksılar, tıpkı bir güneş enerjili aydınlatma gibi gündüz güneş ışığıyla şarj olup geceleri evin içini aydınlatmak için ışık üretebilir.
Sadece bunları düşünmek bile heyecan verici olabiliyor. Gelecek bize ne gösterecek hep birlikte göreceğiz.
