Direkt ve Endirekt Aydınlatma Nedir?

Bir aydınlatma tasarımcısının amacı, kullanıcıları için her zaman rahat, sağlıklı ve güzel alanlar yaratmaktır. Tasarım sürecinde tasarımcı, doğrudan ve dolaylı aydınlatma sistemlerinden faydalanır, fonksiyonel ve psikolojik ihtiyaçları da göz önünde bulundurarak çeşitli ortamlar yaratır.

Direkt ve Endirekt Aydınlatma Nedir?
27.07.2020
4.360
A+
A-

Bir aydınlatma tasarımcısının amacı, kullanıcıları için her zaman rahat, sağlıklı ve güzel alanlar yaratmaktır. Tasarım sürecinde tasarımcı, doğrudan ve dolaylı aydınlatma sistemlerinden faydalanır, fonksiyonel ve psikolojik ihtiyaçları da göz önünde bulundurarak çeşitli ortamlar yaratır.

Seçilen aydınlatma sistemi, bir mekanın değerini ve konforunu artırabilir ya da bunun tam tersi gerçekleşebilir. Tasarımın ilk aşamasından itibaren tasarımcı, aydınlatma sistemini oluşturmak istediği ortama göre seçmeli ve karar alma aşamasında aydınlatma standartları, enerji tasarrufu gereksinimleri ve kullanıcı konforunu göz önünde bulundurmalıdır.

Işık dağılıma göre aydınlatma çeşitleri

Altı farklı tip vardır, bunlar;

Direkt (doğrudan, dolaysız)aydınlatma, aydınlatma armatürlerinden çıkan ışığın yüzde 90-100’ü doğrudan çalışma düzlemine ulaşır, oluşabilecek kamaşmaları önlemek önemlidir, tavan mekanın geneline kıyasla çok daha karanlık görünebilir (mağara etkisi), yüksek enerji verimliliği sağlanabilir, downlight tipi ürünler bu tipe örnek olarak verilebilir.

Yaygın (diffuse) aydınlatma, ışığın yüzde 40-60’ı aşağıya, yüzde 60-40’ı yukarıya doğru yayılır, cam ya da plastik glob gibi armatürler bu tipe örnektir.

Endirekt (dolaylı) aydınlatma, ışığın yüzde 90-100’ü yukarı yönde dağılır, tavana veya duvarlara yönlendirilen ışık, çalışma düzlemini dolaylı olarak aydınlatır, kamaşma riski düşüktür, enerji verimliliği direkt aydınlatmaya oranla düşüktür.

Yarı direkt (yarı dolaysız) aydınlatma, ışığın yüzde 60-90’ı aşağı, yüzde 40-10’u yukarı yönde yayılır.

Doğrudan/dolaylı aydınlatma, ışık doğrudan ve dolaylı olarak tavandan yayılır.

Yarı endirekt (yarı dolaylı aydınlatma), ışığın yüzde 10-40’ı aşağı, yüzde 90-60’ı yukarı yönde yayılır.

Ne zaman ve nerede, hangi aydınlatma sistemi kullanılmalıdır?

Aydınlatma tasarımında alınan kararları belirleyen temel unsurlar mekanın mimari özellikleri ve işlevidir. Kullanılan malzeme türleri, renkler, dokular, yansıtma katsayıları ve ayrıca mekanın yüksekliği gibi fiziksel özellikler tasarımcının kararlarında belirleyici rol oynar.

Ofisler, ticari ve endüstriyel kuruluşlar, hastaneler, showroomlar gibi iş yapılan yerlerde direkt aydınlatmaya sahip olmak iş güvenliği, çalışanların performansı ve konforu açısından önemlidir. Doğrudan ışık dağılımına sahip aydınlatma armatürlerinin, doğru ışık açıları ve uygun aralıklarla yerleşimi ile dengeli bir genel aydınlatma, ya da direkt ışığın bir nesne ya da yüzeye yönlendirilmesiyle vurgu aydınlatması sağlanabilir. Sergi alanlarında, müzelerde bir heykelin ya da bir tablonun aydınlatılması vurgu aydınlatmasıdır.

Doğrudan aydınlatmada kamaşma dikkate alınması gereken bir konudur. Örneğin, çalışma alanlarında UGR <19 olan armatürler kullanılmalıdır.

Dolaylı ışık genel veya dekoratif aydınlatma olarak kullanılabilir. Konutlarda, otellerde sıkça gördüğümüz gizli bant tipi aydınlatma dolaylı dekoratif aydınlatmaya bir örnektir. Dolaylı aydınlatma sistemlerinde enerji verimliliğinin düşük olması sistemin getireceği bir dezavantaj olabilir. Işık kaynağı gizlendiğinden ve ışık tavandan veya duvarlardan yansıtıldığından, yüksek aydınlatma seviyesi sağlamak için yüksek lümen çıkışlı ışık kaynaklarının kullanılmasına neden olabilir. Öte yandan, dolaylı ışık rahatsız edici gölgeler ve kamaşma yaratmaz ve hoş bir ortam sağlar.

Doğrudan ve dolaylı aydınlatma neden birlikte uygulanmalıdır?

Sadece doğrudan aydınlatmayı kullanmak pratik bir çözüm olabilir, ancak ışık ve gölgeler arasında keskin bir kontrast oluşabilir ya da tavan mekanın bütününe oranla karanlık kalabileceğinden mağara etkisi meydana gelebilir. Sadece dolaylı aydınlatma duvarları ve tavanı yeterli şekilde aydınlatabilir, ancak mekandaki bazı fonksiyonlar için aydınlatma seviyeleri yetersiz kalabilir.

Dolaylı ve doğrudan ışık kaynaklarının, mekanın fiziksel özelliklerine ve kullanım amaçlarına bağlı olarak getirecekleri avantaj ve dezavantajlarının değerlendirilerek birlikte kullanımı, enerji tasarruflu aydınlatma sistemlerine, konforlu ve keyifli yaşam alanlarına ulaşmamızı sağlar.

Ayşe Dilay Özkiper, Notre Dame de Sion Fransız Lisesi'nin ardından eğitimine İTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık bölümünde devam etmiştir. İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadı Enstitüsü'nde aldığı işletme eğitiminin yanı sıra, aydınlatma tasarımı ve tekniği konularında çeşitli eğitimlere katılmıştır. Bugüne kadar olan 29 yıllık meslek hayatının son 20 yılını mimari aydınlatma alanında geçiren Özkiper, halen aydınlatma tasarımcısı ve danışman olarak kariyerini sürdürmektedir.
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.