Biyolojik saat, kelimenin tam anlamıyla, vücutta ritmi koruyan, gündüz vücudun uyanık ve hareketli olmasını ve geceleri uykuya dalmasını sağlayan yerleşik bir saattir. Gözler yoluyla alınan ışık biyolojik saate iletilir, böylece insan vücudu 24 saatlik dış dünyaya senkronize edilebilir.
Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü, 2017 yılında biyolojik saatlerin sırlarını ortaya çıkaran Michael W. Young, Michael Rosbash, Jeffrey C. Hall adındaki üç Amerikalı bilim insanına ortak olarak verildi.
Biyolojik saat, kelimenin tam anlamıyla, vücutta ritmi koruyan, gündüz vücudun uyanık ve hareketli olmasını ve geceleri uykuya dalmasını sağlayan yerleşik bir saattir.
İlginçtir ki, bir gün dünyanın dönme döngüsüne bağlı olarak 24 saattir, ancak insan sirkadiyen kalp pilinin kendine özgü süresi dönme döngüsünden daha uzun olan 24,2 saat olarak ölçülmüştür.
Bununla birlikte, 24 saatlik periyodik bir hayat yaşayabiliriz, çünkü gözler yoluyla alınan ışık biyolojik saate iletilir, böylece insan vücudu 24 saatlik dış dünyaya senkronize edilebilir.
Gözlerden birinin ya da her ikisinin hiç olmaması şeklinde her 10 binde 30 görülen anoftalmi hastalığında ışığı kabul eden göz bebekleri olmadığından, hastaların uyku ve uyanma döngüsünde bozukluk görülür.
Uykudan uyanma ritmine ek olarak, ışık gibi dış çevre ile etkileşimler yoluyla ince ayarlanan biyolojik saat, vücut ısısı, nabız ve hormon salgılanması da dahil olmak üzere yaşam için temel olan çeşitli aktiviteleri gerçekleştirir.
“Işık Bir Yaşam Kaynağıdır” ifadesi de tam olarak bu bilimsel sebeplere dayanmaktadır.
