Estetik, Kent ve Güvenlik Açısından Aydınlatma

Gerek mimari gerekse aydınlatma tasarımı açısından tasarımcıların sorumluluğu, aslında şehrin sahipleri olan yaşayanlarına karşı bir sorumluluktur. Şehir aydınlatmaları estetik, kent ve güvenlik açısından nasıl olmalıdır?

Estetik, Kent ve Güvenlik Açısından Aydınlatma
09.09.2016
968
A+
A-

Less is more…   Az çoktur…

Hava karardı… İstanbul’da biraz dolaşalım…

Her sokakta, her yolda birbirinden farklı yol aydınlatma direkleri ve kiminde süs niyetine konulmuş aydınlatmalı motifler… Belki bir bayramdan, ya da bir kutlamadan kalan bu motifler halen direklerin üzerinde, bazıları yanar vaziyette bazıları arızalı… Senkronizasyondan yoksun şekilde renk değiştiren, aynı zamanda göz alan, sürücülerin dikkatini dağıtan pek çok eleman… Kente alıcı gözle bakan herkesin göreceği şeyler bunlardır.

Sonra aniden, sürüş istikametine göre tam karşınızda ve de tam göz hizasında bir LED ekran çıkar karşınıza. Yol aydınlatmasına sağladığı ekstra katkı! ve parlaklık sürücünün gözünü rahatsız edip, dikkatini çekerek sürüş güvenliğini tehlikeye atabilir. Ama zaten amaç dikkat çekmesidir. Çünkü orada yapılacak tanıtım, kent konforundan da trafik güvenliğinden de önceliklidir ne yazık ki.

Ana arterlerde, hemen yol kenarlarında, giderek çoğalan yüksek binaların cephe aydınlatmaları da hem estetik, hem enerji, hem de güvenlik açısından sorunların oluşmasına sebep olur. Dedik ya, burada kentten önce hızlı ekonomik fayda gelir.

Bu öyle bir yarış ki, kent ile uyumlanmak, doğa ile uyumlanmak artık akıllara bile gelmiyor. Tüm mücadele, “ben buradayım”, “bakın daha büyüğü, daha parlağı, daha belirgini, hatta en göze batanı bana ait” diyebilmek üzerine kurulu. Elbette ki, böyle bir düşünsel yapının sonunda elde edilen şeyler de eser değil üründür.

Kentlerimiz büyük bir hızla dünya kentleri içinde yaşam kalitesinin en düşük olduğu kentlere dönüşüyor. Görüntü kirliliği, ışık kirliliği, hava kirliliği, doğaya erişememe ve yoğun trafik artık kentlerimizin karakteristik özellikleri olarak anılıyor.

Elbette ki aydınlatmada da bu düşünce yapısının etkisi kuvvetle hissediliyor. Konuyu aydınlatma özelinde incelersek;

Estetik Açıdan

Evet, bir cephenin ana formunu sadece kullanılan malzeme ve şekiller değil, aydınlatma da belirler. Ama bu, cephedeki her çizgiye, her düz kenara LED hat çekmek, her dolu yüzeyi aydınlatmak demek değildir. Belki de sadece binaya değer katan bazı detayların aydınlatılması, bazı bölgeleri karanlıkta bırakarak gölgelerin oluşmasını sağlamak daha etkili bir aydınlatma ve estetik yaratacaktır.

Hatta belki ilave cephe aydınlatması yapmadan bina içinden gelecek ışık kaynakları yeterli olacaktır.

bina-dis-cephe-aydinlatma

bina-dis-cephe-aydinlatma-2

Her çizgide yer alan LED hatlara ilave olarak -binanın her yönden iyi görülememe endişesi ile- her cephede yer alan ışıklı tabelalar da binayı iyice parlak ve göz alıcı! bir hale getirmektedir.

Oysaki mimarlıkta bir ilke olarak malzemelerin, mekânların ya da alanların bir birleri ile yarışması istenmeyen bir durumdur. Salondaki piyano ile piyanolarla dolu bir mağaza aynı etkiye sahip değildir. Girişteki görkemli avize ile avize dükkânındaki avizeler aynı etkiye sahip değildir. Solisti vurgulamak için etraf karartılır ve solistin üzerine spot tutulur. Bunun gibi örnekleri çoğaltabiliriz.  Kısa bir ifade ile “az çoktur”.

avize-aydinlatma-tasarimi

Kent Açısından

Cephede, ya da bir bina girişinde kullanılan bir aydınlatma armatürü sadece hedeflenen bölgeyi aydınlatmalıdır, çevreye ışık kaçmalarının olmaması gereklidir.

aydinlatma-dogru-ve-yanlislari

Ana arterlerin yan duvarlarındaki dekoratif elemanların aydınlatma sistemleri de düşünülmesi gereken bir başka konudur.

Acaba her bir motifi LED wallwasher olarak adlandırılan ve artık her üreticinin standart olarak ürettiği bu ürünleri sıra sıra kullanarak aydınlatmak mı, yoksa sadece belli özel noktalarda bu motifleri kullanmak ve aydınlatmak mı daha benzersiz olacaktır?

Güvenlik Açısından

Bu tip aydınlatmaların trafik akışının olduğu yollarda yaratacağı parlaklık, sürüş güvenliği açısından önemli bir sorundur. Hatalı aydınlatma uygulamalarının trafikte bulunanlar açısından etkisi iki başlıkta değerlendirilmelidir;

  • Dikkat dağıtma ve algılama sorunu,
  • Yorucu etki.

kent-aydinlatmalari

sehir-aydinlatmalari

Zaten mimari açıdan giderek kimliğini kaybeden, uyumsuz birçok parçanın oluşturduğu karmaşık bir yapıya dönüşen aciz İstanbul,  gereksiz ya da gerektiğinden çok sayıda her yerde kullanılan aydınlatma elemanları sayesinde giderek daha da yorucu, güvenlik açısından sorgulanır bir karmaşaya dönüşüyor.

Son Söz

Aydınlatmanın, çok ve her yerde olması değil, az ama efektif, binaya değer katan, çevre güvenliğini tehlikeye atmayan ve gerçek anlamda enerji tasarrufu sağlayan bir uygulama olması gereklidir.

Amaç fazla ürün kullanmak, ya da satmak değil, doğru ve verimli bir tasarım düşüncesi, az ile çoğu başarmak olacaktır.

Şehirler inşaat firmalarının, ya da bina sahiplerinin değil, şehirde yaşayan kişilerindir.

Gerek mimari gerekse aydınlatma tasarımı açısından tasarımcıların sorumluluğu, aslında şehrin sahipleri olan yaşayanlarına karşı bir sorumluluktur. İşlerimizi yaparken eser bırakma motivasyonu ile yapmamızın önemli olduğunu düşünüyorum.

Ayşe Dilay Özkiper, Notre Dame de Sion Fransız Lisesi'nin ardından eğitimine İTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık bölümünde devam etmiştir. İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadı Enstitüsü'nde aldığı işletme eğitiminin yanı sıra, aydınlatma tasarımı ve tekniği konularında çeşitli eğitimlere katılmıştır. Bugüne kadar olan 29 yıllık meslek hayatının son 20 yılını mimari aydınlatma alanında geçiren Özkiper, halen aydınlatma tasarımcısı ve danışman olarak kariyerini sürdürmektedir.
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.