Aydınlatma Sektöründe Sınai Mülkiyet Hakları

Aydınlatma sektörü dünya çapından çok patent başvurusu yapılan ilk 5 alandan biri. Avrupa patent ofisinin; dünyadaki tüm patent başvurularını ayrıntıları ile barındıran patent veritabanında yapılan araştırma bu iddiayı doğrulayacak niteliktedir. Türkiye aydınlatma sektöründe ise buluş niteliği taşıyan patent/faydalı model tescil başvurusu yok denecek sayıdadır.

Aydınlatma Sektöründe Sınai Mülkiyet Hakları
09.06.2017
180
A+
A-

Aydınlatma sektörü dünya çapından çok patent başvurusu yapılan ilk 5 alandan biri. Avrupa patent ofisinin; dünyadaki tüm patent başvurularını ayrıntıları ile barındıran patent veritabanında yapılan araştırma bu iddiayı doğrulayacak niteliktedir. Lighting, aydınlatma, ampul gibi anahtar kelimelerle yapılan araştırmada 100,000’den fazla patent tescili/başvurusu çıkmaktadır. Elde edilen sonuçlarda; dahi insan Edison’dan, daha bugün yapılan başvuruya kadar tüm patentlere ulaşılabilmektedir.

Türkiye aydınlatma sektöründe ise buluş niteliği taşıyan patent/faydalı model tescil başvurusu yok denecek sayıdadır. Bahsedilen durumun en büyük sebebi aydınlatma sektörünün yenilik düşünmek yerine alışagelmiş ürünleri üretmeye/pazarlamaya çalışması ve/veya yurtdışından ithalat ile ürün çeşitliliğini sağlamasıdır.

Türkiye’deki tüm sektörlerde olduğu gibi aydınlatma sektörü de patent gelirlerinden çok fazla haberdar değildir. Dünya patent piyasasını oluşturan; tam satış-lisans (kullanım hakkı) yolu ile patent hakkında faydalandırmanın cirosu 1 (bir) trilyon Dolar‘dan fazladır.

Peki neden bu kadar büyük bir pazardan Türk üretici ihmal edilebilecek kadar küçük bir pay alıyor. Bunun bana göre en önemli sebebi geliştirilen ürünün küçümsenmesi,değerinin olmayacağının düşünmesi ve işletme körlüğünde buluşun ortaya çıkarılamaması. Halbuki o kadar çok buluşu ülkemizde ortaya çıkmadan veya değerini bulmadan silinip gidiyor.

Bir TV programında büyük beyaz eşya üreticilerimizden birinin üst düzey yetkilisinin de hayıflanarak “Yurtdışında ayakkabı bağına bile patent almışlar biz en küçük ürüne sürekli patent lisans bedeli ödüyoruz.” diye açıklamada bulunması da gösteriyor ki biz hazır bulunmuş ürünlere lisans bedeli ödeyerek kârı minimize etmeyi önemsemiyoruz.

Sınai mülkiyet sektöründe bulunduğum yıllarda şunu gördüm ve inandım ki bu ülkenin insanı çok zeki. Patent/faydalı model analizlerinde öyle ürünler karşımıza çıkıyor ki sahibini ihya edecek patent geliri potansiyeli olan, tamamen zeka-çalışma-tecrübe ürünü olan. Bize, bu beyinler arge çalışmalarında eğitilse kim bilir ne buluşlar çıkar dedirten bir durum bahsettiğim. Ama maalesef ürünümüzü küçümsüyor veya benim bir türlü hazmedemediğim “Burası Türkiye; burada olmaz.” felaket cümlesini kullanıyoruz.

Halbuki patent tescilinde doğan hakların hukuki platformda aranması Türkiye’de çok güçlü durumda. Ama üreticimiz bunun farkında değil. Bu bahiste ise tek çözüm, bir patent firmasından profesyonel danışmanlık alması olacaktır. Kendi müşterilerimden patent tescili lisansı üzerinde ciddi gelirler kazananların olduğunu söylemeyi lüzumlu görüyorum.

Patent tescil hakkından doğan lisans gelirinden kazanan Türkiye’de -azda olsa- var. Bu azı büyütmek üreticilerimize düşüyor. Lisans geliri düşünmüyorsanız bile şirketinizin değerini artıracak patent/faydalı model tescil portföyü oluşturmanız gereklidir. Çünkü yakın gelecekte- yurtdışında olduğu gibi şirket değerlerinin ölçümlenmesinde şirket taşınmazları vs. ile birlikte patent-marka-tasarım tescil portföyü de hesaba katılacaktır. Vestel ve Arçelik gibi firmalarımızın patent portföylerinin hızlıca büyümesinin tüm üreticilerimize örnek teşkil etmesi gereklidir. Bu üreticilerimizin bu hızla dünya markası olmalarını yakın zamanda keyifle seyredip, sizler de patente gereken önemi vereceksiniz bundan eminim.

Tescil işlemleri için oluşan maliyetin -patent başvuruları için- TÜBİTAK tarafından karşılıksız 3000 TL ile desteklendiğini de bir kenara not edelim. (faydalı model başvuruları desteklenmemektedir.)

Sınai mülkiyetin diğer bir argümanı olan marka tescili ise patentle aynı kaderi paylaşıyor. Markalaşma yolunda hızlı adımlar ile yol alan firmaların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Markayı; üretici ile tüketici arasında, tüketicinin bilinçaltında atılan bir güven anlaşması olarak düşündüğümüzde tüketicilerde aydınlatma ürünü satın alırken belirlenmiş bir marka henüz net olarak yoktur.

Avize, aydınlatma enstrümanları vb. ürünler üreten firmaların ise marka olarak kullandıkları isimleri sanki hepsi tek bir firma izlenimi veriyor. Genellikle bir alt markası yerine ticari ünvanını kullanıyor. Son bir yıl içinde ise bu tablo tersine dönmüş durumda. Ve marka başvuru sayısında önemli artış var. Özellikle avize üreticilerinde markalaşmaya yönelim ciddi ivme kazanmış durumda.

Tasarım tescili diğer sınaî mülkiyet argümanlarına göre daha iyi bir konumda. Üretilen aydınlatma argümanının görsel yeniliğinin korunmasını sağlayan tasarım başvurusu ciddi (ama yetersiz) sayılara ulaşmış durumdadır. Tabi birçok üreticinin ürün sirkülâsyonu nedeni ile kısa zamanlarda ürün tasarım portföyünü değiştirmeleri tasarım tescil başvurularının sayısının artışını frenlemektedir.

Lider Patent olarak her zaman sanayicimizin yanında olmaya çalışıyoruz. Yenilik içeren tüm gelişmelerinizin buluş niteliği taşıyıp-taşımadığını, markanızın tasarımızın başkası tarafından tescil edilme ihtimalinin araştırılmasını size ücretsiz bir hizmet olarak sunmaktan mutluluk duyacağımızı bilmenizi isteriz.

Şahin SAMUR
Marka&Patent Vekili

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.