Işık ve Gölgenin Etkileşimi
Aydınlatma, aydınlatma tasarımının sadece bir bölümüdür. Işığın ulaşmadığı karanlık alanlar ve gölgeler de aydınlatılmış kısımlar kadar tasarımın genel kompozisyonunda önemli bir role sahiptir. Işık, gölgeleri meydana getirir. Gölgeler nesneleri ve buna bağlı olarak da çevrenin toplam görünümünü zenginleştirir.
Aydınlatma, aydınlatma tasarımının sadece bir bölümüdür. Işığın ulaşmadığı karanlık alanlar ve gölgeler de aydınlatılmış kısımlar kadar tasarımın genel kompozisyonunda önemli bir role sahiptir.
Işık, gölgeleri meydana getirir. Gölgeler nesneleri ve buna bağlı olarak da çevrenin toplam görünümünü zenginleştirir.
İyi tasarlanmış, güzel mekanlar, sadece tasarımda kullanılmış olan renklerin, malzemelerin veya temaların dengesi ile değil, gölgelerin mekana kattığı hareketlilik sayesinde de dikkat çekerler.
Gölge Türleri; Umbra ve Penumbra
Umbra, sert gölgeler
Gölgenin en karanlık kısmına umbra denir. Bu gölge efektinin keskin kenarları vardır.
Penumbra, yumuşak gölgeler
Gölgenin daha açık olan kısmına yarı gölge denir. Işık kaynağının mesafesi ve boyutu gölgelerin yumuşaklığını belirler.
Bir ortamda kullanılan aydınlatma kaynaklarının özellikleri sert veya yumuşak gölgeler, buna bağlı olarak da dramatik veya rahatlatıcı ortamlar oluşturabilir. Çeşitli boyut ve şekillerde gölgeler elde etmek, doğrudan veya dolaylı ışık dağılımına; dar, orta veya geniş ışın açılarına sahip armatürlerle mümkündür. Yönlü spot ışıkları ile sert gölgeler elde edilirken, dolaylı ışık dağılımı ile yumuşak gölge efektlerini oluşur.
Gölge Efektlerinin Önemi
Işık, gölge ile algılanabilir ve ışık olmadan gölge olamaz. Dolayısıyla ışık varsa, göz önünde bulundurulması gereken gölgeler de vardır.
Doğal veya yapay ışık, herhangi bir alanı canlandırabilecek hoş gölge efektleri oluşturur. Işık ve gölgelerin dansı mimarinin şekillenmesini sağlar.
Ancak burada en önemli konu, uyumun yakalamasıdır, aksi takdirde, oluşan karmaşıklık nedeniyle gözü yoran, rahatsız edici ve konforsuz ortamlar ortaya çıkar.
Gölge, insan algısında merkezi bir role sahiptir; net olarak algılanan formlar ve dokular veya bunun tam tersi bir algı mümkündür. Bir gözlemci uzayın derinliğini ve geometrisini, eşyaların konumunu ve boyutlarını gölgeler sayesinde algılar.
Ve gölgeler karanlık ve aydınlık kısım arasındaki ayrımı oluşturduğundan, yaratılan görünüm bu kontrastla daha da belirginleşir.
Günün farklı zaman dilimlerinden kaynaklanan veya yapı elemanlarından gelen gölgelerin dinamizmi, bir iç mekanı veya cephe görünümünü zenginleştirir. Öte yandan bir sınıf veya ofiste, keskin gölgeler gözlemcinin algısını zorlaştırır.
Yokolan karanlık ve gölgeler
Bulunduğumuz ortamlarda yapay ışık kaynaklarının artması nedeniyle, karanlık bölgeleri ve gölgeleri giderek kaybediyoruz. Tabii ki, iç ve dış mekanlarda bazı güvenlik ve fonksiyonel çözümler için ışığa ihtiyacımız var. Ancak ışık kirliliğinde de tartışıldığı gibi, bazı alanları karanlıkta bırakarak gerekli alanları ve yapı elemanlarını ön plana çıkartabiliriz.
Karanlığı kaybetmenin bir başka nedeni, camın ve diğer yarı saydam malzemelerin mimarideki artan kullanımıdır. Doğal ışığın maksimum kullanımını göz önüne alındığında, bu hem mimarın hem de aydınlatma tasarımcısının üzerinde düşünmesi gereken çok kritik bir konudur. Doğal ışık, tamamen aydınlatılmış, kontrassız alanlar ve canlı gölgeler aydınlatma tasarımını zorlaştıracaktır.
Sonuç olarak, bir aydınlatma tasarımcısının, sadece mekanları aydınlatmaya yönelmesi ve bunu yeterli bulması zayıf bir tasarım ortaya çıkaracaktır.
Oysa, karanlığın, tasarımın bir parçası olarak kabul edilmesi ve gölge hakkında sahip olunan bilgi ile oldukça iyi tasarlanmış ve zengin ortamlar elde etmek mümkündür.